Ankara’da Öğrencilerden ‘İntihar’ Protestosu: “Gençler Geleceksizlikten, Güvensizlikten, Yoksulluktan, AKP’den İntihar Ediyor…
HABER: CEYLAN SAĞLAM- KAMERA: HAREKET LADİN DEĞER
Türk Tabipler Birliği (TTB) Tıp Öğrencileri Şubesi (TÖK) ve gençlik örgütleri; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Elif Zamir Khan’ın yurt odasında intihar etmesi üzerine Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü’nde eylem yaptılar. TÖK üyesi Eren Ertöre, “İntiharların bir halk sağlığı sorunu olduğunu biliyoruz. Gençlerin geleceksizlikten, güvensizlikten, yoksulluktan, AKP yüzünden intihar ettiğini biliyoruz.” Üniversite öğrencisi Berk Altunbaş, “Bir kenara atılıyoruz, ilgilenilmiyoruz. Sesimizi duyurmadıkça hiçbir yere varamayız. Ülkede intihar eden her öğrenci bir trajedidir, ülkeye kara bir lekedir. Bir yüzyıl geçince, belki de Cumhuriyet ikinci veya üçüncü yüzyıla girdiğinde, gelecek nesiller geçmiş nesillere baktığında, “Utanacaklar. Almanların Nazilere karşı hissettikleri gibi onlar da bu dönemlere bakacaklar. Bunun olmamasını istiyoruz. Beyaz Avrupalı öğrencilerden hiçbir farkımız yok. Biz de insanız” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Elif Zamir Khan dün üniversite yurt odasında ölü bulundu. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’nden yapılan açıklamada, “İlk tespitlere göre üniversitemiz Tıp Fakültesi 4. Dönem öğrencisi intihar ettiği düşünülen İzzah Elif Zamir Khan hayatını kaybetti.”
TTB, TÖK ve gençlik örgütleri; Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü’nde bugün ortak basın açıklaması yapıldı. TÖK üyesi Eren Ertöre yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“İNTİHARIN BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
“Geçen iki hafta içerisinde Eskişehir’de iki, Çanakkale’de bir arkadaşımız intihar etti. Bartın’da bir arkadaşımız intihara teşebbüs etti. Aydın’da KYK’nın ihmali sonucu Zeren Ertaş öldürüldü. Kalan iki arkadaşımız Geçtiğimiz iki yılda Hacettepe Üniversitesi yurdunda hayatını kaybeden hemşirelik öğrencisi Hasan Can Çoban, rektörlüğün ihmali sonucu hayatını kaybederken, tıp öğrencisi Elif Zamir Khan da dün gece yaşamına son verdi.
İntiharların bir halk sağlığı sorunu olduğunu biliyoruz. Gençlerin geleceksizlikten, güvensizlikten, yoksulluktan, AKP yüzünden intihar ettiğini biliyoruz. Çalışmaya çalıştığımız şehirlerde barınamıyor, kaliteli gıda alamıyoruz. Baskı ve mobbingle kurduğunuz sistemde yaşayamayız.
“BİZİ YÜZ YÜZEYE BIRAKTIĞINIZ KARANLIĞA KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ. YAŞAMAK VE YAŞATMAK İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ”
Rektörlüğe soruyoruz: Öğrencilerin her hareketini kameralarla takip eden, onların tüm demokratik alanlarını gasp eden, en ufak bir soruşturma sözüyle bile onları korkutmaya çalışan sizler; Soruşturma açmak için bize bu kadar kolay ulaşabiliyorken neden manevi danışma birimlerinizle bize ulaşamıyorsunuz? İnsanları iyileştirmeye yemin etmiş bizden, sağlıklı olmadığımız halde insanları iyileştirmemizi nasıl beklersiniz? Stajdan staja koşturduğunuz, emeklerini sömüren, onları çalışma saatlerine hapsettiğiniz öğrencilerden daha fazlasıyız ve sağlıksız üreten sisteminize isyan ediyoruz. Susmayacağız, korkmayacağız. Bizi karşı karşıya bıraktığınız karanlığa karşı birlikte mücadele edeceğiz. “Birlikte yaşamak ve yaşatmak için çabalayacağız.”
Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Çağla Çakır ise yaşananlara tepki göstererek, “Dün KYK’de asansörün kayması sonucu 4 arkadaşımız hastaneye kaldırıldı. Günlerdir meydanlarda, kampüslerde, KYK bahçelerinde sesimizi yükseltiyoruz. Biz Elif’in, Enes’in, Resul’ün, Zeren’in.” “Kaybettiğimiz tüm dostlarımızın hesabını verene kadar meydanları, kampüsleri, sokakları doldurmaya devam edeceğiz.”
“BİRLİK OLMAZSANIZ HİÇBİR ŞEY OLAMAZIZ… YA HEPİMİZ YA DA HİÇBİRİMİZ…”
Öğrencilerin eylemine destek veren Gazi Üniversitesi öğrencisi Berk Altunbaş, intiharlarla ilgili ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:
“Son dönemde yaşanan yurt ve KYK sorunları, düşen asansör ve kaybettiğimiz öğrenci arkadaşlar… Bu durumdan çok rahatsızız. Sanırım bu yaşanan dördüncü veya beşinci intihar olayı ve işte olaylar burada can sıkıyor. Bu hamlenin gerekli olduğunu söyleyebilirim, hatta katılım da düşük. İnsanların masa arkadaşları ölüyor ama insanlar bu konuda sessiz kalıyor. Bu gerçek bir şey değil. Yine de böyle bir hareketin olması gerekiyordu ve olması gerekiyordu. Türkiye’de öğrencilerin daha çok toplanması gerektiğini düşünüyorum. Ben Gazi’den geldim. Ancak Hacettepe’de intihar eden öğrenciler de benim gibi öğrenci. Biz bir arada olmazsak hiçbir şey olamayız… Ya hep birlikteyiz ya da hiçbirimiz. .. Öğrenciler olarak ilerlemek zorundayız. Ülkeyi ve insanlığı ancak öğrenciler birlikte ileriye taşıyabiliriz. Çünkü öğrenciler taze kandır. Taze kanla ülke yaşlanır.
“İNTİHAR VAKALARININ ARTMASININ NEDENLERİNDEN BİRİ EKONOMİ”
Öğrenci arkadaşlarımla konuştuğumuzda intiharların artmasının nedenlerinden biri de ekonomi. İl dışında okumak zor bir şey. İzmir’den geliyorum ve ailem ders çalışmaktan çok yoruldu. Burs herhangi bir artış almadı ama her şey artırıldı. Sanırım 1250 lira burs vardı, 500 lirası yurda gidiyor. 220 lira aboneliğinize gidiyor. Telefon faturasını da eklerseniz öğrencinin geçimini sağlaması mümkün değil. Beş parasız bir öğrencinin yapacağı hiçbir şey kalmadı. Parası olmayan öğrenci sosyalleşemez. İnsan sosyal bir varlık olduğundan yalnız kaldığı için yalnızlığa ve intihar gibi yanlış düşüncelere yönelir. Artan intihar vakalarının da nedeni budur.
“SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR”
Yapmamız gereken; Aslında sistemin kendisini değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü öğrenciler için mükemmel bir sistem yok. Gelecekte çalışacak iş gücünün desteği olacak departman olurken; Hiç umursanmıyoruz ve hep eski bataklık diyeceğimiz sistemin içinde çürüyüp unutuluyoruz. Bir kenara atıldık, görmezden gelindik. Daha çok önemsemeliyiz, sesimizi daha çok duyurmalıyız. Sesimizi duyurmadıkça hiçbir yere varamayız, ses çıkarmadıkça da bizi duymayacaklar. Herkese sesleniyorum, ülkede intihar eden her öğrenci bir trajedidir, ülkeye kara bir lekedir. Bu unutulmamalıdır. Belki bir yüzyıl geçtikten sonra, belki Cumhuriyet ikinci veya üçüncü yüzyıla girdiğinde, gelecek nesiller geçmiş nesillere dönüp baktıklarında bu zamanlardan utanacaklar. Bu dönemlere Almanların Nazilere karşı hissettikleri gibi bakacaklar. Bunun olmamasını istiyoruz. Öğrenciler olarak birlikte keyifli ve düzgün bir şekilde ders çalışmak istiyoruz. Yarın ya da ertesi gün yurtlardan atılmadan, hiçbir kaos yaşamadan, korkusuzca akademik eğitimimizi almak istiyoruz. Beyaz Avrupalı öğrencilerden hiçbir farkımız yok. Biz de insanız.”
“GENÇLERE DAHA İYİ BİR GELECEK BİLE VAAT ETMEYEN BİR DEVLETLE KARŞIYIZ”
TÖK’ten Helin Çakır şu değerlendirmeyi yaptı:
“Meslektaşımızın ölüm haberini üzüntüyle öğrendik. Son iki haftada 4 üniversiteli genç hayatına son verdi. Enes Kara’nın son satırları hâlâ herkesin aklında. Vefatının üzerinden iki yıl geçmedi ama kimse yok. Enes’in ölümüne sebep olanlardan hesap sorulmuştu. Gençlerin yaşam koşulları hakkında kimsenin bilgisi yok. “Bugün gençlere daha iyi bir gelecek bile vaat etmeyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Genç ölümlerini ve genç intiharlarını bunlardan bağımsız değerlendirmiyoruz. Bu bağlamda tüm üniversite öğrencilerinin ortak bir çabanın, ortak bir çabanın konusu olması gerektiğini düşünüyoruz.
“KÖLE ÇALIŞMA KOŞULLARI BİZİ YORUYOR”
Tıp fakültelerindeki sözlü sınav gerginlikleri, mobbing, dahiliyedeki kölece çalışma koşulları bizi tüketiyor. Sağlıkta şiddet ve mevcut sağlık çalışanlarının çalışma koşulları, geleceğimiz konusunda bizi giderek daha fazla endişelendiriyor. Bu hem yurt dışına göç oranını artırıyor hem de bugün, geleceksizlik çemberindeki dostlarımızın hayatlarına son vermesine yol açabiliyor. Biz tıp fakültesi branşları olarak, tıp öğrencilerinin kendi kendine örgütlenmesiyle farklı bir yaşamın mümkün olduğunu ve aslında birbirimize çare olduğumuzu biliyoruz. Bu bağlamda tüm tıp öğrencilerine; Kendinizi yalnız hissetmeyin, biz buradayız. Birlikte mücadele etmeye hazırız.”
“TÜRKİYE’DE GÜNÜMÜZE UYGUN BİR AKADEMİ ŞU ANDA MEVCUT DEĞİL”
Stajyer Doktor Eray Peker ANKA’ya şunları söyledi:
“Bu ülkenin öğrencileri olarak bu ülkeye bir şeyler katmak için çaba harcıyoruz. Ancak bu çabalarımızın meyvesini alıp alamayacağımız büyük bir muamma. Öğrenciler olarak eğitimin yanı sıra başka sorunlarla da uğraşmak zorundayız. Bazıları öğrencilerimiz barınacak yer bulamıyor, sağlıklı gıdaya erişimde sıkıntı yaşanıyor, ulaşım da sorun oluyor, sosyal hayatta da sorun oluyor… Depresyona giren arkadaşlarımız hayatlarını bu şekilde sonlandırıyor, acı bir gerçek. .. Biz bu ülkede çalışıyoruz, sonuç bu olmamalı.
Tıp öğrencisinin sorunu fakülteye girdiği andan itibaren başlıyor. Mezun olduğunuzda ya da asistan olduğunuzda farklı bir sorun oluyor. Uzman olduğunuzda başka bir sorun. Akademinin kendi yapısından kaynaklandığını düşünüyorum. Türkiye’de çağa uygun bir akademi şu anda mevcut değil.
İnsan sosyal bir varlık olduğundan her alanda yaşanan değişimlerden olumlu ya da olumsuz etkilenir. Ülke gündemi, ekonomik koşullar ve insanların ruh sağlığı önemli bir etkiye sahip. “Bunu gençlerde de görebiliyoruz.”
“OKULA UMUTLA DEĞİL, HAYAL KIRIKLIĞIYLA GİDİYORLAR”
HEKİMSEN Ankara Şube Başkanı Banu Yıldırım, “Son dönemde tıp doktorları veya diş hekimliği öğrencileri arasında çok fazla umutsuzluk ve gelecek kaygısı görüyoruz. Ülkenin gidişatından ve doktorlara değer verilmemesinden dolayı. Ekonomik sorunlar var. ve öğrencilerin kendileriyle ilgili psikolojik sorunlar.” “Ülkedeki bu umutsuzluk ne yazık ki gençlerimizi de etkiliyor. Türkiye’de doktorların geleceği olmadığı için yurtdışına çıkamayanlar hayal kırıklığı yaşıyor. Okula umutla değil, hayal kırıklığıyla gidiyorlar” dedi.